Gaziantep Dil ve Konuşma Terapisti denildiğinde ilk akla gelen Sekizincirenk Özel Eğitim Merkezi, bünyesinde 3 Dil ve Konuşma Terapisi uzmanı bulundurmaktadır. Gaziantep başta olmak üzere çevre illerdende Sekizincirenk Özel Eğitim Merkezimize, dil ve konuşma terapisi için gelmektedirler.
Dil ve konuşma terapisi; iletişim, dil, konuşma, ses veya yutma bozukluğuna sahip olan çocukluk, ergenlik, yetişkinlik ya da yaşlılık dönemindeki her yaştan bireye terapi veya danışmanlık hizmetlerinin sunulmasını içerir. Dil ve konuşma terapisi, kişinin yaşam kalitesini, gündelik hayatta uyum becerilerini ve iletişimsel etkililiğini arttıran önemli bir alandır.
Dil ve Konuşma Terapisti; iletişim, dil, konuşma, ses ve yutma bozukluklarının önlenmesini, tanılanmasını, değerlendirilmesini ve rehabilitasyonunu gerçekleştiren; sağlıklı, hasta veya engelli bireylerin yaşam kalitelerinin artırılmasını hedefleyen sağlık meslek elemanıdır. Üniversitelerin dil ve konuşma terapisi lisans ve/veya yüksek lisans programlarından mezun olan kişiler “Dil ve Konuşma Terapisti” unvanı alarak dil ve konuşma terapisi mesleğini yapmaya ve uygulamaya hak kazanır. Bunların haricinde hiçbir sertifikasyon programı, eğitim veya seminer bu unvanı kazandırmaz ve bu alanda çalışmalar yapmasına yasal olarak hak tanımaz. Dil ve konuşma terapisine ihtiyaç duyan aileler, başvurdukları uzmanların diplomasını sorgulamalı ve gerektiğinde diplomalarını göstermelerini isteyerek gerçek dil ve konuşma terapisti olduklarını teyit etmeleri gerekir.
Dil ve konuşma gelişimi, bebek doğduğu andan itibaren başlayıp devam eden bir süreçtir. Bu süreçte çocuğun belli yaş aralıklarında bazı becerileri edinmiş olmaları beklenir. Genellikle çocuklar kazanılması gerekilen becerileri benzer yaş aralıklarında tamamlarlar. Fakat her çocuğun kendine özgü gelişim seyri vardır. Bazı çocuklar edinmesi gereken becerileri daha erken yaşlarda edinirken bazıları daha geç yaşlarda edinebilir. Gecikmiş konuşma, herhangi bir bilişsel veya motor alanda gelişimsel gecikmeler olmadan dilin gelişiminde gecikme olarak tanımlanır. Geç konuşma, yalnızca ifade edici dil (konuşmayı kullanarak iletişim kurma becerisi) gecikmeleri olarak ortaya çıkabilirken; hem ifade edici hem alıcı dil (konuşulanları anlama becerisi) gecikmeleri şeklinde de ortaya çıkabilir. Dil müdahalesinin amacı genel dil gelişimini teşvik etmek, günlük iletişimini geliştirmek ve ailenin çocuğun gelişimini destekleme yeteneğini geliştirmektir. Ayrıca, sözcük dağarcığı, akranlarla oyun ve sosyal iletişim ve fonolojik farkındalık gibi okul öncesi becerileri artırmak da hedefler arasında yer alır.Erken müdahale ile çocuğun yaşıtlarıyla arasındaki açığın kapatılması çok önemlidir. “Bekle ve gör” stratejisi erken müdahale ile düzeltilebilecek bir problemin ileri yaşlara taşınmasına neden olacaktır. Çocuğun geç konuşması ilerleyen yıllarda birçok soruna neden olabilir. Çocuk okula başlandığında dikkat, öğrenme, komutları takip etmede güçlük gibi akademik problemler; okuma becerilerinde zorlanma, konuşma sesi farkındalığı edinmede güçlükler gibi okuma ve yazma problemleri yaşayabilir. Ayrıca geç konuşmanın kendini yetersiz hissetme, sıklıkla öfke duygusu yaşama gibi psikolojik etkileri ve arkadaşları tarafından dışlanma, kurallara uymada zorlanma, grup çalışmalarında güçlük yaşama gibi sosyal etkileri de olabilir. Bu yüzden dil gelişimiyle ilgili değerlendirme ve terapilerin, bir dil ve konuşma terapisti tarafından mümkün olan en erken dönemde yapılması gerekir.
Ne zaman dil ve konuşma terapistine gitmeliyim ?
Eğer çocuğunuz,
Bir DİL VE KONUŞMA TERAPİSTİNE başvurun.
Gaziantep kekemelik tedavisi denildiğinde ilk akla gelen Sekizincirenk Özel Eğitim Merkezi, Kekemelik tedavisinde %100' e yakın başarı elde ediyor. Uzman eğitim kadrosuyla kısa sürede kekemelik sorunlarınız son buluyor.
Kekemelik, konuşmanın akıcılığı, hızı ve ritminin tüm ya da kısmi sözcük tekrarları, ses uzatmaları ve bloklar, ekleme ve revizyonlarla kesintiye uğramasıdır. Gözlenen bu çekirdek davranışlara fiziksel gerilim, olumsuz tepkiler, ikincil davranışlar ve konuşma durumlarından kaçma ve kaçınma eşlik edebilir. Genellikle 2-5 yaşları arasında ortaya çıkan kekemeliğin tek bir nedeni yoktur. Genetik, çevre, psikoloji,dil gelişimi, bilişsel gelişimi, duyusal-motor gelişimi, sosyal ve duygusal gelişimi gibi birçok faktör kekemeliği tetikleyebilir. Okul öncesi dönemde kekemeliğin görülme sıklığı %5’tir. Fakat kekemeliği olan çocukların %75-80’i kendiliğinden iyileşebilmektedir. Kimin kekemeliğinin iyileşip kimin kronikleşeceği hakkında kesin bir şey söylemek doğru değildir. Fakat kekemeliğin kendiliğinden iyileşme ve kronikleşmesine yönelik çeşitli işaretler vardır.
Çocuğunuzun kekemeliği kalıcı olabilir. Kekemelik değerlendirme ve terapisi dil ve konuşma terapistleri tarafından gerçekleştirilmektedir. Dil ve konuşma terapisti tarafından çocuğun kekemelik şiddeti, dil ve konuşma düzeyi, psiko-sosyal olgunluğu gibi pek çok faktör değerlendirilerek uygun terapi yöntemlerinden birisi veya birkaçı seçilerek terapi programı hazırlanır. Kekemelik terapilerinin amacı kekemeliği geçirmek veya tedavi etmek değildir. Terapinin amacı, kişinin daha rahat, daha akıcı konuşmasını sağlamak ve kekeleyeceği zaman daha rahat kekelemesine yardımcı olmaktır. Kişinin kendisini her ortamda rahatça ifade edebilmesini sağlamak ve hayat kalitesinin kekemelik yüzünden azalmasını engellemek başlıca amaçlardandır. Ayrıca ailenin kekemelikle ilgili bilgi düzeyini arttırmak ve neler yapabilecekleri konusunda danışmanlık alması da terapilerin önemli bir bölümüdür. Günümüzde kekemeliğin bilinen hiçbir tedavisi yoktur. Bu yüzden “15 günde kekemeliğe son” tarzında söylemlerde bulunan kişi/kurumlardan uzak durmalı ve bu sahtekarlığa izin verilmemelidir. Başvurduğunuz uzmanın dil ve konuşma terapisti olduğundan emin olmalı gerekirse diplomasını göstermesini isteyebilirsiniz.
Artikülasyon Bozukluğu; seslerin, hecelerin ya da sözcüklerin yanlış üretilmesidir. Bu durum anlaşılırlığı olumsuz etkiler. Dinleyiciler çocuğun ne söylediğini anlamak için daha çok dikkat harcar veya bazen anlayamayabilir. Artikülasyon bozukluğu olan çocuklarda sıklıkla bir sesin yerine başka bir ses söyleme (araba- ayaba), hecelerin yerlerini değiştirme (portakal- porkatal), ses eksiltme (köpek- köpe) ve ses ekleme (üzüm-yüzüm) hataları görülür. Bu sorun dil becerilerinde değil konuşma seslerinin üretiminde olan bir bozukluktur. Artikülasyon bozukluğu birçok nedenden dolayı görülebilir. Yapısal anomalilere bağlı olarak, nörolojik bozukluklara bağlı olarak, İşitme kaybından dolayı, yanlış öğrenme/ yanlış pekiştirme veya herhangi bir anatomik, nörolojik, organik nedeni olmayan durumlarda artikülasyon bozukluğu görülebilir.Her sesletim hatası bir bozukluk olarak değerlendirilmez. Bu kararda en önemli etken bireyin yaşıdır. Örneğin 3 yaşındaki bir çocuğu /r/ sesini sesletememesi normaldir. Çünkü her sesin edinim yaşı farklılık gösterir ve çocuklar sesleri belli bir sırada öğrenir. /b/, /d/, /m/ gibi sesler 2-3 yaşlarında öğrenilirken, /r/, /z/ gibi bazı seslerin öğrenilmesi daha geç yaşlarda olur. Çocuğun konuşmasının akranlarından farklı olduğunu düşünen ebeveynlerin mutlaka bir dil ve konuşma terapistinden yardım almalıdırlar. Dil ve konuşma terapisti, çocuğun konuşma probleminin sebebini ayrıntılı bir değerlendirme yaparak belirler. Çocuğun hangi seslerde problemi olduğunu belirlemek üzere bazı standart testler uygular ve ne zaman terapiye başlanması gerektiği konusunda aileyi bilgilendirir. Dil ve konuşma terapisti tarafından uygulanan terapiler çocuğun yaşı, bilişsel düzeyi, ihtiyaçlarına göre düzenlenerek kişiye özel hale getirilir. Küçük yaşlarda yapılan terapi daha kısa sürede ve etkili sonuç veriyorken, artikülasyon bozuklukları dil ve konuşma terapistlerinin oldukça iyi sonuçlar aldığı konuşma bozukluklarındandır.
Çocuğunuzun konuşma anlaşılırlığı:
Değilse bir dil ve konuşma terapistine başvurmalısınız.